Allah büyük lütûf sahibidir

20.10.2011 02:54

{إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتِ النَّعِيمِ} [سورة القلم الآية: 34]

"Hiç şüphesiz ki (emirlerini yerine getirmek ve yasakların-dan sakınmak sûretiyle Allah’tan korkan) takvâ sahipleri için (âhirette) Rableri katında (kalıcı) nimetler olan cennetler vardır."            

{يِا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إَن تَتَّقُواْ اللَّهَ يَجْعَل لَّكُمْ فُرْقَاناً وَيُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ} [سورة الأنفال الآية: 29]

"Ey îmân edenler! Eğer (emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmak sûretiyle) Allah’tan korkarsanız, O da size (dünyada) bir çıkış yolu ve kurtuluş yaratır, (geçmiş) günahla-rınızı örter ve sizi bağışlar.Allah büyük lütûf sahibidir."                                                    

Âyette geçen Furkân kelimesi, ilim, hidâyet ve hakkı bâtıl-dan ayırt eden huccet demektir. Bu anlamda birçok âyet vardır.

Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’i sevmek, O’nun Allah Teâlâ’nın elçisi olduğuna îmân etmek ve O’nun şeriatına uymak da câiz olan tevessüldendir. Çünkü bütün bunlar, salih ameller-den ve insanı Allah Teâlâ’ya yaklaştıran en büyük vesîlelerdendir.

Fakat Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in makamı, zâtı veya hakkıyla veyahut da diğer peygamberlerin ve salih kişilerin zâtları veya haklarıyla tevessülde bulunmaya gelince, bu dînde aslı  olmayan bid’atlardandır.Bilakis bu, insanı şirke götüren yollardan-dır.Zirâ insanlar içerisinde Rasûlullah--sallallahu aleyhi ve sellem-’in hakkını en iyi bilen sahâbe olmasına rağmen, onlar böyle bir şey yapma-mışlardır.Şayet bu davranış hayırlı bir davranış olsaydı, onlar bu hususta bizden önce davranırlardı.

Nitekim Ömer-Allah ondan râzı olsun- zamanında yağmur yağma-yıp kuraklık meydana gelince, sahâbe Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in kabrine gidip O’nunla tevessülde bulunmamış ve kabrinin yanında duâ etmemişlerdi.Aksine Ömer-Allah ondan râzı olsun- Allah'ın yağmur yağdırması için, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in amcası Abbas b. Abdulmuttalib’den-Allah ondan râzı olsun- duâ etmesini istemiş ve minberdeyken şöyle demiştir:

"Allahım! Hiç şüphe yok ki bizler, kuraklık zamanında peygamberin (Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-) ile sana tevessül-de bulunurduk, sen de bizlere yağmur yağdırırdın. Şimdi bizler, peygamberinin amcası (Abbas) ile sana tevessülde bulunuyoruz. Bizlere yağmur yağdır, demiş, insanlar da Allah’tan yağmur yağdırması için duâ etmişlerdi.

Sonra Abbas’a-Allah ondan râzı olsun- duâ etmesini emretti, Abbas da duâ etti, müslümanlar da onun duâsına âmin dediler. Bunun üzerine Allah Teâlâ onlara yağmur yağdırmıştır.

Yine, Buhârî ve Müslim’in sahihlerinde bulunan meşhur "Mağara Arkadaşları Kıssası" da buna örnektir.Kıssanın özeti şöyledir:

Bizden önceki topluluklardan birisinde üç arkadaş yolda Bizden önceki topluluklardan birisinde üç arkadaş yolda giderlerken sağanak bir yağmura yakalanırlar.Yağmurdan korun-mak için bir mağaraya sığınırlar.Mağaraya girer girmez dağdan yuvarlanan kaya mağaranın kapısını onların üzerine kapatır. Kayayı kaldırmaya güçleri yetmez.Bunun üzerine aralarında şöyle derler:

"Salih amellerimizi vesîle kılarak Allah’a yalvarmaktan başka hiçbir şey bizi bu durumdan kurtaramaz."

Ardından Allah Teâlâ’ya yalvarıp O’ndan yardım istemeye başlarlar.Onlardan birincisi,anne ve babasına iyilikte bulunmasını, ikincisi imkânı olduğu halde zinâdan vazgeçmesini, üçüncüsü ise emâneti sahibine iâde etmesini vesîle kılarak Allah Teâlâ’ya tevessülde bulunur. Bunun akabinde Allah Teâlâ kayayı ortadan kaldırıp mağaranın ağzını açar, onlar da hep birlikte dışarı çıkıp giderler.

Bu kıssa salih amellerin, keder ve üzüntüyü gidermenin, zor ve sıkıntılı durumlardan kurtulmanın, dünya ve âhirette her türlü zorluklardan kurtuluşa ermenin nedeni olduğuna dâir en büyük delildir. Ancak falancanın makamı veya hakkı veyahut da zâtıyla tevessülde bulunmak, çirkin bid’atlardan ve şirke götüren yollar-dandır.Bu davranış, şirke götüren ve hiç de hoş görülmeyen bid’atlardandır.Ölülere yalvarıp onlardan yardım istemek de, büyük şirktir.


 Kalem Sûresi: 34

Enfâl Sûresi: 29

   Buhârî ve Müslim 


onlinevarWebsite counterkisi girdi toplam