İslâm ümmetine mensup birçok kimsenin Lâ ilâhe illallah’ın anlamını bilmedikleri görülmektedir

20.10.2011 03:00

 @  @  @  @  @

 
 
 

 

İslâm ümmetine mensup birçok kimsenin Lâ ilâhe illallah’ın anlamını bilmedikleri görülmektedir.Bunun sonucu bu kelimeye zıt ve aykırı olan veya bu kelimeyi ifâde ettiği anlamı azaltan sözler söylenip ameller işlenmektedir.

O halde Lâ ilâhe illallah ne demektedir? Lâ ilâhe illallah kelimesi neyi gerektirmektedir? Şartları nelerdir?

 
 
 

 

Hiç şüphe yok ki Lâ ilâhe illallah kelimesi, İslâm dininin temelidir.Lâ ilâhe illallah kelimesi, Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in Allah’ın elçisi olduğuna şehâdet etmekle birlikte İslâm dîninin birinci rüknüdür.

Nitekim Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’den rivâyet olunan  sahih bir hadiste o şöyle buyurmaktadır:

(( بُنِيَ اْلإِسْلاَمُ عَلىَ خَمْسٍ: شَهاَدَةِ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَأَنَّ مُحَمَّداً رَسُولُ اللهِ، وَإِقاَمِ الصَّلاَةِ،وَإِيتاَءِ الزَّكاَةِ،وَصْومِ رَمَضَانَ، وَحَجِّ الْبَيْتِ )) [ رواه البخاري ومسلم ]

“İslâm beş esas üzere bina olunmuştur.Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâhın olmadığına ve Muhammed     -sallallahu aleyhi ve sellem-’in Allah’ın elçisi olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve Beyt'i

haccetmektir.”

İbn-i Abbas’tan-Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunan bir hadiste, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- Muâz b. Cebel’i-Allah ondan râzı olsun- Yemen’e gönderirken ona şöyle buyurmuştur:

(( إِنَّكَ تَأْتيِ قَوْماً مِنْ أَهْلِ الْكِتاَبِ، فَادْعُهُمْ إِلىَ أَنْ يَشْهَدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللهِ، فَإِنْ أَطاَعُوكَ لِذَلِكَ فَأَعْلِمْهُمْ أَنَّ اللهَ افْتَرَضَ عَلَيْهِمْ خَمْسَ صَلَواَتٍ فيِ الْيَوْمِ وَاللَّيْلَةِ، وَإِنْ أَطاَعُوكَ لِذَلِكَ فَأَعْلِمْهُمْ أَنَّ اللهَ افْتَرَضَ عَلَيْهِمْ صَدَقَةٍ تُؤْخَذُ مِنْ أَغْنِياَئِهِمْ فَتُرَدُّ فيِ فُقَراَئِهِمْ )) [ رواه البخاري ومسلم ]

Hiç şüphe yok ki sen, ehl-i kitaptan olan insanların yanına gidiyorsun.Onları (ilk önce) Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâhın olmadığına ve benim Allah'ın elçisi olduğuma dâvet et.Sana bu konuda itaat ederlerse, Allah’ın günde beş vakit namazı farz kıldığını onlara bildir. Sana bu konuda itaat ederlerse, Allah’ın zenginlerinden alınıp fakirlerine verilmek üzere zekâtı farz kıldığını onlara bildir.”

Bu konuda daha pek çok hadis vardır.

Kelime-i şehâdetin ilk kısmı olan Lâ ilâhe illallah’ın anlamı; Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâh yok demektir.Lâ ilâhe illallah, Allah'tan başkasına yapılan ibâdeti inkâr eder ve ibâdetin yalnızca O’na âit olduğunu kabul eder.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:

{ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ هُوَ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ} [سورة الحج الآية: 62]

“Böyledir. Çünkü Allah, hakkın tâ kendisidir.(Müşriklerin) O’nun dışında ibâdet ettikleri şey ise (hiçbir fayda veya zarar veremeyen) bâtılın tâ kendisidir. Şüphesiz ki Allah (kullarından) yücedir, (O, her şeyden) büyüktür.”

Mü’minûn sûresinde ise şöyle buyurmaktadır

{وَمَن يَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ لا بُرْهَانَ لَهُ بِهِ فَإِنَّمَا حِسَابُهُ عِندَ رَبِّهِ إِنَّهُ لا يُفْلِحُ الْكَافِرُونَ} [سورة المؤمنون الآية: 117]

“Her kim, Allah ile birlikte başka bir ilâha yalvarırsa, -ki o ilâha yalvarmasının hiçbir gerekçesi de yoktur- , onun (bu çirkin ameline karşılık âhiretteki) hesabı ancak Rabbinin nezdindedir. Hiç şüphe yok ki kâfirler (kıyâmet günü) iflah olamazlar (onlara kurtuluş yoktur).”

{وَإِلَـهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ لاَّ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ } [سورة البقرة الآية: 163]

(Ey insanlar!) İlâhınız bir tek ilâh (Allah)’tır.O’ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur.O, Rahmân’dır (dünyada bütün kullarına merhametlidir), Rahîm’dir (âhirette sadece mü’minlere merhametlidir.)

{وَمَا أُمِرُوا إِلاَّ لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ} [سورة البينة الآية: 5]

“Halbuki onlara, dîni yalnızca O’na hâlis kılıp, hanîfler olarak Allah’a ibâdet etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. İşte dosdoğru dîn, budur.”

Bu anlamda daha pek çok âyet vardır.



Mü’minûn Sûresi: 117

Bakara Sûresi: 163

Beyyine Sûresi: 5



Buhârî ve Müslim, Abdullah b. Ömer’den-Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet etmiştir.

 Buhârî ve Müslim, Abdullah b. Abbas’tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet etmiştir.

 Hac Sûresi: 62


onlinevarWebsite counterkisi girdi toplam